Akşamüstü bir arkadaşım aradı ve Osmaniye Belediye Başkanı İbrahim Çenet’in paylaştığı bir yazıda şahsıma yönelik çok ağır ifadeler kullandığını söyledi.
Şaşırdım! Bir anlam veremedim, ne olduğunu anlamaya çalıştım. Facebook’a başkanın sayfasına bak görürsün dedi. Sayın Başkan Facebook hesabında “GastrOsmaniye” başlıklı bir yazı yayınlamış.
Başkan, hafta sonu yapılan Osmaniye Lezzet Festivali ile ilgili değerlendirmelerde bulunmuş. Son bölümde de isim vermeden Gazeteci Bahri Çolpan ve bana gönderme yapmış. Neden üstünüze alınıyorsunuz diyenler olacaktır. İfadeler nokta atışı olmuş ve sadece isimler belirtilmemiş. Başkanın talimatıyla pr ajansı güzel bir yazı hazırlamış! Yazıyı hem içerik hem de dil olarak gerçekten çok beğendim.
Arayan arkadaşımın ifade ettiği şekliyle bana yönelik ağır bir ifade yoktu. Festivalin ilk gününü değerlendirdiğim 12 Mayıs tarihli “Adı var kendi yok!” başlıklı yazımda önemli bir eksiklik olarak gördüğüm konuya cevap verilmişti.
Sizin eleştiri, uyarı ya da tespitlerinize karşı, muhataplarınızın da cevap verme hakkı vardır. Onlar ya da takipçiler/okuyucular da karşıt görüşlerini ve düşüncelerini paylaşırlar.
Yazıda kendimle ilgili bölüm üzerinde durmaya gerek görmedim. Ancak, Başkan İbrahim Çenet, paylaştığı “GastrOsmaniye” yazısı ile birlikte “Adı var kendi yok!” başlıklı yazımdan dolayı beni Facebook’ta arkadaşlıktan çıkarmış. Bizde kendisini takipten çıktık. Dünyanın sonu değil ya!
Başkan Çenet, Bahri Çolpan’ı hedef alarak “Tabi, bakmayın siz: "efendim etkinlik neden ulusal düzeyde yer almadı, ben olsam ülke çapında ses getirirdim" diyenlere.
Bu, midesi beynini yemekten davul gibi şişenlerin seçim öncesi yanlarında gezdikleri siyasi adayla normalde hiç uğramadıkları cami önlerinde dahiyane tatlı ikramı projelerine rağmen bir elin parmaklarını geçmeyen bin küsür oy almaları, tanıtım işinde ne kadar başarılı olduklarını da bize gösterdi.” ifadelerini kullanmış.
Bahri abi ile dünya görüşümüzün de hayata bakış açımızın da çok farklı olduğunu herkes bilir. Bu durum bir insan olarak onun haklarını savunmayacağım anlamına gelmez. Başkanın ifadeleri ile ilgili kendisi ne düşünür bilemem ancak vicdan sahibi bir kişi olarak şunları ifade etmek benim için insani görevdir.
Hiç kimse bir insana fiziki görünüşünden (fazla kilo) dolayı hakaret edemez. Eleştirileri varsa, ki var, sizde isterseniz en ağır şekilde eleştirir ya da o tonda cevap verirsiniz. Bir belediye başkanı olarak “Bu, midesi beynini yemekten davul gibi şişenlerin” ifadesini size hiç yakıştıramadım. Din ve ibadet konuları da çok hassastır. Bir kişinin camiye uğrayıp uğramadığını siz nereden biliyorsunuz? “Normalde hiç uğramadıkları cami önlerinde” diye vurgulama ihtiyacı neden hissettiniz?
“Adı var kendi yok!” başlıklı yazımın sonuna “Bizim derdimiz üzüm yemek. Sadece başlığa takılıp kalmayın!” diye özellikle not düşmüştüm.
Festivalde Vali’nin Milletvekillerinin ve MHP dışında siyasi partilerin olmayışını önemli bir eksiklik olarak ifade etmiştim. Yoklama memuru olmadığım gibi, protokol meraklısı da değilim. Davet edildiğim yere gitmeye çalışıyorum.
Maksadımızı bir kez daha altını çizerek belirtelim. Dini ve milli bayramlar, şenlikler ve festivaller, bir ve beraber olduğumuz günlerdir. Hep Birlikte Osmaniye’yiz sözünün yaşandığı günlerdir. Siyaset üstü günlerdir. Tüm yazılarımda, yaptığım tüm radyo ve televizyon programlarında bu tür etkinliklerde halkın olması gerektiğini savunan birisiyim. En son Ramazan Bayramı’nda Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan bayramlaşmaya dair yazım ortadadır. Varsın başkan öyle bilsin.
Sayın Başkan ramazan ayında aday olarak basın mensuplarıyla iftar yapmıştı. İftara katılanların düşüncelerini sormuş ve tek tek not almıştı.
Şimdi belirteceklerime tüm meslektaşlarım şahittir. Eleştiri ve hakareti birbirinden ayırmak gerekir. Hakaret kime karşı olursa hep beraber karşı olalım. Ancak en basit bir eleştiride bile araya kalın duvarlar örülüyor ve tüm iletişim kanalları kapatılıyor demiştim. Anlamaya çalışmak ve ötekileştirmemek gerektiğine vurgu yapmıştım.
Sayın başkanın attığı her adımı kaydeden basın merkezi mutlaka bunu da kayıt altına almıştır. Vatandaşlarımızın siyasilerle ilgili dile getirdiği not alırlar, oradan çıkınca da not aldıkları kâğıdı atarlar durumu inşallah yaşanmamıştır.
Kendimi hiç bir zaman birilerinin karşıtı olarak konumlandırmadım.
Bugüne kadar Belediye Başkanı İbrahim Çenet ile ilgili “Adı var kendi yok!”, “Yaparım bilirsin!”, “Teamülleri değiştiren Başkan!”, “Hayırlı olsun, Allah kolaylık versin” ve “Yeşeren umutlar solmasın Başkanım!” başlıklı 5 yazı kaleme almışım. Hepsi de herkese açık duruyor.
Elimden geldiği, dilimin döndüğü ve aklımın yettiğince...
Bundan sonrası “Sözü yormak” olur.
O da bize yakışmaz.
Allah! Sayın Başkanın işini gücünü rast getirsin, Osmaniye’mize hayırlı ve güzel hizmetler yapmayı nasip etsin.
Selam, saygı ve muhabbetle…
Beğen
Yorum Yap
Paylaş