Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi ve eğitim stratejileri hakkında bilgi verdi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Arıboğan, mevcut dönemde sosyal bilimler alanında okuyan, çalışan herkesin disiplinler arası okuma yapma pratiğini geliştirmesi gerektiğini belirterek, "Tarihten sosyolojiye, antropolojiden teknolojik yeniliklere kadar geniş bir sahayı tarayabilmeliler. 21. yüzyıl bir krizler dönemi ve 11 Eylül ile başlayan küresel krizler, 2008-2009 ekonomik krizinin ardından 2020'de patlayan salgın ile devam ediyor.
Önümüzde iklim ve dijital alan üzerinden gelişecek yeni küresel krizler var. Bunun yanı sıra süper güçler arasındaki jeopolitik rekabet de devam ediyor. Bu nedenle çok perspektifli bir açıdan dünyaya bakmak ve anlamak şart." ifadelerini kullandı.
Arıboğan, yabancı dilin artık tek başına bir önem ifade etmediğine, yapay zekâ teknolojilerinin tercüme algoritmalarını mükemmele yakın hale getirdiğine dikkati çekti. Yakında herkesin her dili anlayabileceği bir dönemin başlayacağını aktaran Arıboğan, şunları kaydetti:
"Lakin Martin Heidegger'in ifadesiyle 'dil varlığın yuvası' ve bu yuvanın anlam dünyasına sızabilmek sıradan bir dil bilgisi ile mümkün değil. Edebiyat, müzik, sanat, spor gibi çok perspektifli kültürel araçlara da nüfuz etmek gerekiyor. Eğitim ortamının da çok renkli, özgürleştirici ve zihin açıcı bir biçimde planlanması çok değerli. Üsküdar Üniversitesi Kurucusu Nevzat Tarhan’ın ifadesiyle; üniversiteler Birleşmiş Milletler gibi olmalı ama oradaki gibi kimsenin ayrıcalıklı konumu ve veto hakkı bulunmamalı."
Üsküdar Üniversitesi'nde proje kültürü çok önemli
İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi'nin prensip olarak bölümler arasındaki müfredat geçişkenliğini sağlamak ve ÇAP, yan dal gibi girişimleri desteklemek yönünde bir vizyona sahip olduğunu vurgulayan Arıboğan, her bölümün diğer bölüm tarafından desteklendiğini ve temel bazı akademik derslerin tüm bölümlerdeki öğrencilerin alabildiğini ifade etti.
Arıboğan, üniversitede proje kültürünün çok önemli olduğunu ve özellikle psikoloji öğrencilerinin uygulamalı dersleri için NPİSTANBUL Hastanesinin tüm olanaklarını kullanabildiğini kaydetti.
Globalleşme kadar yerelleşme dinamikleri de etkin
Eğitim sisteminin ve kültürün de genç, dinamik, kıvrak, dünya vatandaşı olan siyasetçilerin yetiştirilmesine uygun olmadığını aktaran Arıboğan, "Her şey aileden başlıyor. Yaratıcı değil itaat edici bir vatandaş yetiştirme arayışı hem okullarda hem sosyal ortamda süregidiyor. Bu bakımdan üniversite yaşamını çok önemli bir zihinsel açılım kapısı olarak görüyoruz. Öğrencilerimize araştırmayı ve öğrenmeyi öğretmeye çalışıyoruz." değerlendirmelerinde bulundu.
Arıboğan, bu dönemin globalleşme kadar yerelleşme dinamiklerinin de etkin olduğu bir dönem olduğunu kaydetti. Yapay zekânın ise kaçınılmaz olarak bütün alanlara sirayet edeceğini ve veriyi toplamak kadar analiz etmenin de önemli olduğuna dikkati çeken Arıboğan, bu bakımdan felsefe, tarih, sosyoloji gibi temel alanların son derece işlevsel bir hal alacağını ifade etti.
"Sosyoloji, tarih ve felsefenin modası ise asla geçmez"
Üsküdar Üniversitesi olarak bütün dünyada müfredatları ve eğitim teknolojilerini takip ettiklerini belirten Arıboğan, yüzlerce okulla Erasmus anlaşmaları olduğunu ve hocaların da hemen hepsinin yurt dışı tecrübesine sahip olduğunu bildirdi.
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümlerinin en parlak dönemine girdiğini düşündüğünü aktaran Arıboğan, şu ifadeleri kullandı:
"Sosyoloji, tarih ve felsefenin modası ise asla geçmez. Biz Üsküdar Üniversitesi olarak analiz kabiliyeti yüksek, takım oyununa açık, projeci ve hem global standartlara hem de devlet kültürüne hakim bireyler yetiştirmeye çalışıyoruz."