Vali Dr. Erdinç Yılmaz ve eşi Doç. Dr. Şenay Yılmaz Hanımefendinin ev sahipliğinde Polisevinde düzenlenen Cumhuriyet Resepsiyonuna, Osmaniye Milletvekili Seydi Gülsoy, 12’nci Komando Tugay Komutanı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Ahmet Burak Yürüten, Belediye Başkan Vekili Sait Başkurt, Cumhuriyet Başsavcısı Uygur Kaan Arısoy, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Ferhat Karakuş, İdare Mahkemesi Başkanı Emine Ünsat, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgay Uzun, Baro Başkanı Ahmet Şefik Akın, Vali Yardımcıları Hakan Yavuz Erdoğan, Aziz Onur Aydın ve Yunus Emre Şahin, İlçe Kaymakamları, İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Şener Kaytez, İl Emniyet Müdürü Mehmet Sarıbuva, İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Ali Gizlice, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Hamit Coşkun, İlçe Belediye Başkanları, kamu kurum ve kuruluşları il müdürleri, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, siyasi parti temsilcileri, Şehitlerimizin aileleri ile Gazilerimiz ve yakınları katıldı.
Vali Dr. Erdinç Yılmaz ve eşi Doç. Dr. Şenay Yılmaz Hanımefendi Resepsiyona katılan davetlileri karşılayarak, Cumhuriyet Bayramını kutladılar. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşımızın okunması ile başlayan Resepsiyonda konuşan Vali Dr. Erdinç Yılmaz, Cumhuriyetimizin 101. Yılı onuruna düzenlenen resepsiyona katılan tüm konuklara teşekkür ederek, "En büyük bayramımız yüce milletimize kutlu olsun. Bu büyük millet, bu şanlı bayramını kutlarken, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere canlarıyla, kanlarıyla ve varlıklarıyla Cumhuriyetimizi kuran ve kurulduğundan bugüne devletin bekası ve milletin birlik ve beraberliği uğruna hayatını seve seve feda eden bütün Aziz Şehitlerimizi bir kez daha rahmet, saygı ve minnetle anıyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun. Aynı safta, aynı ülküyle aynı duruşu sergileyen kahraman Gazilerimize de selam olsun. Türkiye Cumhuriyeti, 1923 yılında bizim binlerce yıllık devlet geleneğimizin toprakla buluşmuş son fidanı olarak doğdu. Aradan geçen 101 yılın sonunda artık Cumhuriyetimiz kökleri sağlam bir şekilde muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma ülküsüyle, büyümesine ve gelişmesine devam etmektedir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti bir yandan köklerine daha sıkı sarılan, diğer yandan semaya doğru daha fazla yükselen, kendi gövdesiyle birlikte geniş bir alanda güvenin, huzurun, umudun adı olan bir devlettir. Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu Cumhuriyet yönetiminde milletimizin bütün bireyleri yönetime katılmakta ve söz sahibi olmaktadır. Çünkü; Cumhuriyet yönetiminde bütün vatandaşlar eşit haklara sahiptir. Elbette ki yönetme ve yönetilme hakkını elinde tutan Türk milletinin, Cumhuriyet ile kuvvet bulan yetkisiyle sorumluluk duygusu da daha milli bir hassasiyetle gelişmiştir. Nitekim bu şanlı millet, devlet ve milletin en çetin şartlar altında maruz kaldığı en hain teşebbüslere, bu milli hassasiyetle nasıl karşılık verdiğini, Cumhuriyetimize, demokrasimize, şanlı bayrağımıza sahip çıktığı, vatanımızı işgal etmek isteyen hainlere karşı yeni bir destan yazdığı 15 Temmuz’da, dost-düşman bütün dünyaya bir kez daha göstermiştir. Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanı seçildikten sonra mecliste ifade ettiği “Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.” mesajının bizlere yüklediği büyük bir sorumluluğun bilinciyle çalışacak, ülkemizi yarınlara daha güçlü taşıyacağız. Ecdadımızın, Cumhuriyetimizin kuruluşu esnasında gösterdiği azim ve kararlılık, çağdaş uygarlık yolundaki yürüyüşümüzde bizlere ilham kaynağı olmaya devam edecektir. El ele, gönül gönüle güzel yurdumuzda huzur, barış ve dayanışma içinde, çağdaş, laik, sosyal hukuk devletinde yaşamanın değerini çok iyi bilelim. Tarihi destanlarla dolu olan Devletimizin vatandaşları olarak şunu da çok iyi biliyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne kadar güçlü olursa, milletimizin her bir bireyi o kadar güçlü ve mutlu olacaktır. Dünyada barış ve huzurun sağlanmasının teminatı olacağı da muhakkaktır. Asla unutulmamalıdır ki, Cumhuriyeti ayakta tutan yegâne kuvvet, milletin ta kendisidir! Bizler de Millet olarak Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “En Büyük Eserim” dediği ve gelecek nesillere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkmak, onun fikirleri ışığında el birliği ile çalışarak ülkemizi; 'Türk’ün Asrı, Türkiye Yüzyılında' daha ileri taşımak için her türlü fedakârlığı göstermek zorundayız. Sözlerime son verirken göğsümüzü kabartarak tüm cihana Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün onuncu yıl nutkunu haykırmak azmindeyim. 'Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile âtinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır. Türk milleti! Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını, daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim. Ne mutlu Türküm diyene!' Bu duygu ve düşüncelerle Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, vatanımız uğruna fedakârca Şehit ve Gazi olan istiklâl mücadelemizin tüm kahramanlarını en kalbi duygularımla, rahmet ve şükranla yâd ediyor, sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Cumhuriyetimiz ilelebet var olsun! Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun! Ne Mutlu Türküm Diyene!" dedi.
Vali Dr. Erdinç Yılmaz ve eşi Doç. Dr. Şenay Yılmaz Hanımefendi, Cumhuriyetimizin 101. Yılı için hazırlanan pastayı kestiler. Osmaniye Belediyesi Musiki Cemiyeti, seslendirdikleri şarkılarla Resepsiyona renk kattılar.