50 yaşından itibaren erkeklerin düzenli olarak prostat kontrolü yaptırması gerektiğini söyleyen Öznavruz, Prostat kanserine prostatı oluşturan hücrelerin kontrolsüzce çoğalmasıyla geliştiğini ve Türkiyede görülen ikinci yaygın kanser türü olduğunu belirtti.
Nedenleri bu zamana kadar tam olarak bilinmemekle birlikte Prostat kanserinin oluşmasında yaş, genetik, kırmızı et yoğunluklu ve sebze- meyveyi az tüketmenin etkisinin büyük olduğunu ifade eden Öznavruz vatandaşları yeme- içme konusunda daha dikkatli olmaya çağırdı.
Prostat Kanserinin hiçbir belirti vermediğini fakat kanserli dokuların büyümesiyle bazı şikayetlerin doğduğunu belirten Öznavruz, “Yaş ilerledikçe Prostat riski artıyor. Prostat kanserinde en çok karşılaşılan şikayetler genelde Sık idrara çıkma, Gece idrara kalkma, Kesik kesik idrar yapma, Zor idrar yapma, Ağrılı idrar yapma, Kanlı idrar, Kanlı meni şeklindedir. Bu şikayetler hastanın Prostat Kanseri olduğunu göstermez fakat ipucu olabilir. Bu tip şikayetlerden en az biri varsa üroloji uzmanına başvurulmalıdır” dedi. Prostat kanseri erken tanı konabilen ve tedavisi mümkün bir hastalık olduğunu ve her 50 yaşına gelen erkeğin ayrıca birinci derece akrabalarında Prostat kanseri görülenlerin 40 yaşından itibaren üroloji uzmanına muayene olması ve kanda prostat spesifik antijen (PSA) testini yaptırmasının erken tanı açısından önemli olduğunun altını çizen Öznavruz; “Özellikle birinci derece akrabalarında prostat kanseri görülenler yüksek risk altında olduğundan 40 yaşınızdan itibaren, diğer erkeklerde 50 yaşından itibaren düzenli olarak üroloji hekiminize giderek muayene olmalı ve kanda prostat spesifik antijen (PSA) testini yaptırmalıdır.Hastalığın evresine ve özelliklerine göre farklı tedavi seçenekleri mevcuttur. Kişinin belirli aralıklarla izlenmesi, prostatın tamamının ameliyatla çıkarılması veya ışın tedavisi (radyoterapi) erken evrelerde uygulanabilir. Hormon tedavisi veya ilaç tedavisi (kemoterapi) diğer evrelerde gerekli görülebilir. Erken tanı ve tedavi hayat kurtarıcıdır” dedi.
Yeme içme alışkanlıklarının hem koronavirüs sürecinde evde kalanlar açısından hem de Prostat Kanseri dahil tüm hastalıklardan korunmada çok önemli olduğunu ifade eden Öznavruz; “Tüm kanserlerde olduğu gibi; sağlıklı (sebze ve meyveden zengin) beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivite yapma (yürüme, koşma, bisiklete binme, yüzme gibi), sağlıklı kiloda olma ve bu kiloda kalma prostat kanseri riskini azaltabilir. Aile hekimine danışılarak sağlıklı kiloda olunup olunmadığı öğrenilebilir.” diyerek bu konuda vatandaşları daha dikkatli olmaya çağırdı.