Medipol Üniversitesi'nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Çakır, idrar kaçırmanın genç kadınlarda yüzde 25, orta yaş ve postmenopozal dönemlerde yüzde 44 ila 57 ve ileri yaşlarda yüzde 75 sıklığında görüldüğünü belirtti.
İdrar kaçırmanın, kadınların yaşam kalitesini ve sosyalliğini etkilediğini vurgulayan Çakır, "Ülkemizde yaygın görülen bir sağlık sorunu ve yapılan prevalans çalışmalarına göre, 15 ila 86 yaş arası kadınlarda idrar kaçırma sıklığı yaklaşık yüzde 50,7. İlerleyen yaşlarda, artış gözlemleniyor." ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Süleyman Sami Çakır, idrar kaçırmanın utanılacak bir durum olmadığını, genetik olarak doğuştan pelvik taban kaslarının zayıflığı, yaş, menopoz, doğum sayısı, obezite, vajinal doğum, histerektomi ve travma gibi risk faktörlerini barındırdığını kaydetti.
Belirtilerin idrar kaçırma tiplerine göre değişiklik gösterdiğini aktaran Çakır, en sık görülenler arasında "sıkışma, stres, karışık, taşma tipi inkontinans, fonksiyonel tip inkontinansın" yer aldığını vurguladı.
Efor, egzersiz, karın içi basıncını artıran öksürme, gülme ve hapşırmanın istemsiz olarak idrar kaçırmaya yol açabileceğine değinen Çakır, yaşam biçimindeki düzenlemelerin tedavide önemli olduğunu vurgulayarak, "İlk basamak olarak akşamları sıvı alımını kısıtlayın, kafein ve alkol tüketmeyin. Fazla kilolu obezite sayılacak durumdaysanız, kilo verin. Sigarayı bırakın, öksürük ve pulmoner hastalıklarınızın tedavisine başlayın. Pelvik Taban Egzersizleri (Kegel egzersizleri) yapın. Konservatif ve medikal tedavilerden fayda görülmemesi durumunda, mesane boynu asma ameliyatı da bir seçenek." önerisinde bulundu.